15 Aralık 2014 Pazartesi

Samsun Onur Anıtı



Onur AnıtıSamsun'un İlkadım ilçesindeki Belediye Parkı'nda yer alan ve Samsun'un simgesi haline gelen anıt.
Anıtın heykeli Samsun Valisi Kâzım Paşa tarafından Samsun halkı adına Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel'e 1927 yılında sipariş edilmiş, 

1928 yılında Viyana'da başlayan yapım süreci 1931 yılında sonlanmış ve heykel kaidesine 29 Ekim 1931 tarihinde dikilmiştir. 15 Ocak 1932 tarihinde de anıtın resmî açılışı yapılarak[ cumhuriyet tarihinin 13. anıtı, Heinrich Krippel'in ise Türkiye'deki 4. anıt çalışması olmuştur.Kimi kaynaklarca 29 Ekim 1931 veya 29 Ekim 1932 tarihinde açılış töreninin yapıldığı bilgisi yer alsa da dönemin basınında çıkan haberler esas alındığında anıtın açılışının 15 Ocak 1932 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.
Tunçtan yapılmış olan heykelin yüksekliği 4.75 metre, taş blok kaidenin yüksekliği 4.10 metre, tüm anıtın yüksekliği ise 8.85 metredir.
Heykel için dönemin parasıyla $37.000'a anlaşılmış, buna ek olarak heykeltıraş Heinrich Krippel'e ise $5.500 ödeme yapılmıştır.
Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı noktaya dikilen anıt Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı sayılan bu anı simgelemektedir.

Fikir, inşa ve dikilme süreci


Samsun'da Mustafa Kemal'e ithafen bir anıt dikilmesi dönemin Samsun ValisiKâzım Paşa tarafından ortaya atılmıştır. 19 Mayıs 1927 tarihinde ise Kâzım Paşa'nın katıldığı kaidenin temel atma töreniyle de anıtın inşa süreci resmen başlamıştır. Anıt için daha önce Ankara Zafer Anıtı'nın inşası için açılan yarışmayı kazanan Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel ile $37.000'a (2014 enflasyon oranları ile $500,79 bin) anlaşılarak sipariş verilmiştir.Krippel, heykeldeki vücut ölçüleri ve surat ifadesi için daha öncesinde Mustafa Kemal'in Ankara'daki ikâmetine giderek aldığı ölçüleri esas almış, heykelin çalışmalarını da Türkiye'de gerçekleştirmiştir. Heykelin tunç dökümleri ise 1928 yılında Viyana'daki Vereinigte Metallwerke dökümhanesinde başlamış ve 1931 yılında 32 parça halinde sonlanmıştır. Döküm aşamasından sonra temizlik ve rötuş işlemleri için dökümhanede birleştirilen anıt bu işlemlerin de tamamlanmasının ardından tekrar sökülerek her bir parça ayrı ayrı sandıklanmıştır.

Hamburg'dan Deutsche Levante-Linie kumpanyasının Nicea vapuru ile taşınan anıtın parçaları 15 Ekim 1931 tarihinde Samsun'a ulaşmıştır. Ancak gümrük geçişi sırasında 40.000 gümrük vergisi istenen heykel gümrüğe takılmıştır.Verginin il kurumlarınca ödenmesi mümkün olmadığından dolayı 7. Türkiye Hükûmeti devreye girmiş ve heykelin gümrükten çıkarılamamasının kamuoyunda olumsuz etki yaratacağı nedeniyle bütçe oluşturularak vergi bu bütçeden karşılanmıştır.

Heykelin gümrükten çıkarılmasını takiben ise kaideye monte edilme işlemleri başlatılarak Avusturyalı bir mühendisin de yardımıyla 29 Ekim 1931 tarihinde heykel kaideye monte edilmiştir.


Açılış töreni

Anıtın resmî açılış töreninin Birinci İnönü Muharebesi zaferinin yıldönümü olan 10 Ocak 1932 tarihinde yapılması düşünülse de hazırlıkların tamamlanamaması nedeniyle tören 15 Ocak 1932 tarihinde saat 14.00'da yapılmıştır.Törene askerî bando, askerî kıta, şehirde görevli kolluk kuvvetleri, dernek ve resmî kurumlar, siyasetçiler, yerel halk ve çevre halkı katılım göstermiştir. Bandonun İstiklâl Marşı'nı çalmasının ardından öncelikle Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in gönderdiği şu telgraf okunmuştur

Salim Bey, Samsun Valisi
Muhterem Samsun halkının şahsıma karşı besledikleri asil duyguların kıymetli bir tezahürünü bildiren telgrafınızdan pek mütehassıs oldum. Teşekkür, muhabbet ve selamlarımın halka arzını rica ederim.
—Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal

Mustafa Kemal'in telgrafının ardından ise Başbakan İsmet Paşa'nın telgrafı okunmuştur[13]:

Salim Bey, Samsun Valisi
Büyük Gazi'nin heykellerinin rakzı münasebetiyle vatanı seven Samsun halkının gösterdiği asil ve necip duygularla teşekkür ederim. Efendim.

Bu iki telgrafın ardından dönemin valisi Mehmet Salim Bey bir konuşma yaparak heykelin açılışını yapmıştır. Bu konuşmanın ardından Halk Fırkası'nın Samsun teşkilatı adına Ethem Veysi Bey, Samsun halkı adına Kefeli Muhittin Bey, Meclis-i Umumi adına Zübeyiroğlu M. Fuat Bey, Samsun Belediyesi adına Muhittin Bey, Maarif Bakanlığı adına bakanlığın Samsun müdürü Cemal Bey (Gültekin) konuşmuştur. Son olarak ise Heinrich Krippel kürsüye çıkarak Almanca bir konuşma yapmış, konuşmayı Ekrem Rüştü Bey çevirmiştir. 

Konuşmaların ardından tören atlı kıtanın geçişiyle sürmüş, vilayet meclisindeki kabul töreni ile birlikte de son bulmuştur. Ayrıca aynı günün akşamı Heinrich Krippel ve Mehmet Salim Bey onuruna bir de yemek verilmiş, Krippel'e ek olarak $5.500 (2014 enflasyon oranları ile $93,69 bin) daha ödeme yapılmıştır.


Sembolik önemi



Anıtın 15 Ocak 1932 tarihindeki açılış töreninde çekilmiş bir fotoğraf.



Samsun'un Kurtuluş Savaşı'nın ilk durağı ve cumhuriyetin ilanına giden sürecin simgesel noktalarından olan biri olması nedeniyle bunu sembolize eden bir anıt dikilmesi kararlaştırılmış, anıtın ise bu sembolik anlama uygun olarak Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı noktaya dikilmesine karar verilmiştir. (Anıt Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı iskelenin hemen yukarısına dikilmesine rağmen zamanla denizin doldurulması nedeniyle günümüzde sahil şeridinin uzağında kalmıştır.) Anıt salt olarak bu anlam yüklemesi ile dikilmiş olup çeşitli kişilerce çeşitli açıklamalar da yapılmaktadır.
Bu açıklamalardan biri de anıtın açılış konuşmasında dönemin valisi Mehmet Salim Bey tarafından yapılmıştır

Bu eser Türkün azmini, damarlarındaki asil kanda mevcut kuvveti, cevheri ifade eden büyük halaskârımızın timsalidir. Kalplerde yaşayan muhabbetin bu mücessem timsalidir...
—Samsun Valisi Mehmet Salim
Ayrıca 1933'te yazdığı bir gezi yazısı ile İbrahim Alaettin Bey de Samsun'un ve anıtın sembolik öneminden bahsetmiştir:

Bizim için Karadeniz'de Samsun'un ehemmiyeti Akdeniz'deki İzmir'in değeri derecesindedir denebilir. İstiklâl tarihi Samsun'da başladı, İzmir'de tamam oldu. Türk inkılâbının güneşi olan o altın baş Samsun’da Türkeli'ne ve İzmir'de de cihana doğdu. Samsun'da çekilen kılıç kınına İzmir'de girmiştir

Samsun'da ilk görülecek en mühim eser, Gazi'nin oraya ayak bastığı büyük günü hatırlatan abidedir. Bu abide Karadeniz'in en hırçın fırtınalarından ilham almış gibi, Gazi'nin Millî Mücadele başındaki kükreyişini başarıyla ifade eder. Onun içinde bulunduğu park da Avrupa şehirlerindeki umumi bahçelerden farksızdır.

—İbrahim Alaettin

( ALINTI )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder